17 Şubat 2009 Salı

İLÇE MERKEZİ TAŞINIYOR

1915 sonlarında kaza merkezini emin yerlere taşımak üzere memurlar yola çıktı, değişik yerler denendikten sonra nihayet 27 Mayıs 1916 tarihinde Anaypazarı’nı kaza merkezi yaptılar. Gilindire’nin ileri gelen tüccarları da ilçe merkezine göçtü.
9 Mart 1912 yılında Gilindire’de doğan, Tapucu Mehmet Efendi (Mehmet Tevfik Teoman) ve Şerife Hanım’ın oğlu, şair, araştırmacı yazar ve öğretmen A. Zeki Teoman bu konuda şu bilgileri veriyor:
«1900 yılları Türkiye için felaket yıllarıdır. 1912'de Balkan Devletleri Türkiye'ye, 1913 yılında İngilizler Süveyş Kanalı'na saldırdı. Akdeniz, savaş gemilerinin kol gezdiği, korsanlık yaptığı bir su ülkesi haline geldi. 9 Mart 1912 günü İngiliz bandıralı bir Yunan savaş gemisi Gilindire limanını topa tutar. Kentin kuzeydoğusundaki Büyük Alan'da otlayan sürüleri alıp götürürler. Olay, kentte korku ve kuşku yaratır. Yetkililer ilçe yönetimini, önce Hacıbahattin Köyü'ne, 1914'te Şeyhömer Köyü'ne taşırlar. Savaş korkusu ve göçebelik durumu, Silifke Sancağı’yla Adana Valiliği'ne bildirilmiştir. İlçe yönetimi, 1915 mayısında Bozağaç Köyü'ne getirildi. İlçenin kaymakamı, bu göçebelikten bıkmış, görevini bırakıp İstanbul'a kaçmış; ilçe baş­sız kalmıştır. Zeyne ve Ovacık bucak müdürleriyle köy muhtarları ve ilçe yöneticileri Bozağaç Köyü'nde toplandılar. Toplantıya Müftü ve­kili Müderris Mustafa Fevzi (Kırıt) Hoca başkanlık etti. Kısa bir ko­nuşmadan sonra memurların en yaşlısı Tapu Memuru, Qxford çıkış­lı Mehmet Tevfik Teoman'ı kaymakam vekili seçtiler. Yazı İşleri Müdürü Ahmet Şevki Göklevent, Malmüdürü vekili, Gilindire Med­resesi Müderrisi Mustafa Fevzi (Kırıt) Hoca'dır.
İlçe yönetimi 1916 yılı ilkbaharından İtibaren Hanaypazarı’nda konaklamasını saptar. Hanay, büyük demektir. Hanaypazarı o zaman böğürtlen ve tesbih çalılarıyla, çevresi de çam ormanlarıyla kaplı üç tepe arası bir düzlüktedir. 50 yıldan önce yörüklerin Arayurt ve Irmasan Yaylaları'nda kurdukları Hanaypazarı, 30 yıldan beri burada ku­rulmaktadır. Çünkü burası hem ilçenin ortası, hem Silifke'ye yakın­dır. Her tür üretsel alışveriş burada daha kolay yapılmaktadır. 27 ma­yıs 1916'da ilçe yöneticileri, Hanaypazarı'na geldiler. Kaymakamlık çadırını şimdiki çarşının ortasına kurdular. Dolayına da diğer daire­lerin çadırları kuruldu. O günün anısı olarak dualarla bir de çınar di­kildi. Çukurasma, Tozkovan, Delikkaya Köyleri memurlara kirasız ev sağladılar. Birer de irisinden gelip gitmek için eşek buldular. O yıl pazar, haziran başında sergilendi. 30 ağustosta Silifke'den, 16 kasım'da Adana'dan, ilçe merkezinin Hanaypazarı’nda kurulması için (olur) emri geldi. Haber hemen köylere yayıldı.» ( F.Saadet Bilir, Gülnar;Teoman, 1985, S: 202)

M. Remzi GÜRCAN ise Kaymakamlığın Gilindire’den Gülnar’a taşınmasıyla ilgili olarak 23-3-1953 tarihli Dünya Gazetesi’nde şunları yazmıştır:

« Birinci Cihan Harbinden sonra, 8 Teşrinievvell 1331 tarihinde Dahiliye Nezaretinden vilâyet vasıtasiyle kaymakamlığa gelen şifreli bir emirnamede, sahilin tehlikeli olduğundan bahisle,« kuyatıresmiyenin mahfuz mahallere kaldırılması » emrolunmuş. Bunun üzerine kaymakam Gani bey (Urfa) samimi görüştüğü arkadaşları ile istişarede bulunarak, bilumum memur ve ailelerini ve resmî kayıtları ihtiva eden evrak ve defterleri develere yükleterek, 14 teşrinisani 1331 tarihinde hükûmeti (muvakkaten) Gilindire’den Anaypazarına nakletmiş ve o tarihten bu ana kadar Gülnar’ın merkezi Anaypazarı olmuştur. »
Mustafa B. Yalçıner

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder